Tam ona sarılırken gördüm pencereden \ Leaning outside the window, I saw
Gülünecek ne vardı, gülüyordun ya öperken \ What was so funny, for you were laughing, kissing
Bu gece seninle olalım canım derken \ Saying: "Let's be together tonight, dear"
Sildim seni o an kalbimden \ At that moment I've erased you from my heart
Neydi kopan içimden \ What's left from torn inside me
Yıllar zincirinden \ Chain of years
Öldüm sanki yaşarken \ It's like I died, living
Kaçtım hemen o sahneden \ Ran away from that stage at once
Kendimi buldum ben çalıştığım bu yerde \ I've found myself in a place where I was working
Azalır acılar da belki gitgide \ Perhaps the pain also fades
Uykusuz her gece bu soğuk kahvede \ Sleepless every night, with this cold coffee
Sabahlarım bazen günlerce \ At mornings, sometimes all day long
Rüyalarıma gelme diye \ So that you won't come into my dreams
Uykusuz her gece, yorgun ölesiye \ Sleepless every night, deadly tired
Unutur muyum seni yorulsam her gece \ Will I forget you if I'm exhausting myself every night
Masada boş bardaklar \ Empty glasses on the table
Kirlenmiş tabaklar \ Dirty plates
Çoğalıyor önümde bitmesin sabaha kadar \ They amass in front of me, don't want them to finish till morning
Yakmıyor elimi artık bu kaynar sular \ Those boiling waters don't burn my arms anymore
Yoruldukça kaybolur acılar \ With exhaustion pain fades
<= back to the list of translations