Teoman - Fahişe

"Prostitute"

Bir fahişe sabaha karşı \ Towards morning one prostitute

Çok seksiymişim, öyle diyor \ Is telling me that I'm very sexy

Gülüyoruz yalanına \ we're laughing at her lies

Karşılıklı, anlayışlı \ With mutual understanding

Dalgakıranlardaki banklarda \ On a bench near the breakwater

Çıkardı ayakkabılarını \ She took off her shoes

Bak, dedi, köprü ışıkları \ She said: look, the lights on the bridge

Siliyorlar yıldızları \ Are wiping the stars

Kazıyınca yıldızlarını \ When the stars are erased

Altlarındaki demir paslı \ Under them the iron is rusty

Ateşe vermeli onları ama \ They have to be burnt, but

Her yerde yangın çıkışları \ The fire exits are everywhere

Sordum, niye sattın diye yoksulluğunu? \ I asked: why did you sell your misery?

Dedi, elimdeki sadece oydu \ She said: it's all I got

Niye sattın vücudunu? \ Why did you sell your body?

Daha mı kötü, dedi, satmaktan ruhu? \ She replied: is that worse than selling a soul?

Herkes, dedi, merak içinde \ She said: everyone's curious

Ölümden sonra hayat var mı diye \ If there's a life after death

Boşuna düşünürler \ They're thinking in vain -

Sanki hayat varmış gibi ölümden önce \ It's not like there's a life before death

Sevdim seni bir şekilde \ I like you very much in a way

Hüzün var diye belki gözlerinde \ Maybe because of the sadness in your eyes

Eğer sever gibi sarılırsan da \ If you'll embrace me like beloved

Bu vücut sana bedava \ This body is free for you

Aslında derdim; çok gençsin daha \ I said: you're still very young

20'yim, dedi, ama ruhum tam 1000 yaşında \ She said: I'm twenty, but my soul is thousand year old

Kayalar kesti ayaklarımı \ My feet are cut by the rocks

Yine de bir şeyler hissetmek güzel hala \ It's good to feel something again

Bu dalgakıranda \ On this breakwater

Tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya \ Alone with this body I was thrown into the world

Aşk ta basit, pişmanlık ta, hayat hoyrat bu zamanda \ Love is simple, remorse too, life is vulgar these days

Şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe \ Falcon to the birds, raven to the carrion, it's not me, the world is a prostitute

Korkum; çığlık atan adam gibi \ My fear; like a screaming man

Tablodaki, şakağımda ellerim \ On the painting, I'm pressing my hands to the temples

Hep kaçarken, tek kişilik bir dünyayı \ Escaping all the time, this world for one

Ben artık nasıl severim? \ How can I love already?

Anladım, dedim, senin kalbin birinde \ I said: I understood, your heart is at someone

Geceyle gündüz, o hep senle \ Day and night, he's always with you

Sarıldı, ağladı saatlerce \ She hugged and cried for hours

O yine işe gitmeden önce \ Before going to work again

Aslında derdim; çok gençsin daha \ I said: you're still very young

20'yim, dedi, ama ruhum tam 1000 yaşında \ She said: I'm twenty, but my soul is thousand year old

Kayalar kesti ayaklarımı \ My feet are cut by the rocks

Yine de bir şeyler hissetmek güzel hala \ It's good to feel something again

Bu dalgakıranda \ On this breakwater

Tek başıma bu vücutla fırlatıldım bu dünyaya \ Alone with this body I was thrown into the world

Aşk ta basit, pişmanlık ta, hayat hoyrat bu zamanda \ Love is simple, remorse too, life is vulgar these days

Şahin kuşa, kuzgun leşe, ben değil bu dünya fahişe \ Falcon to the birds, raven to the carrion, it's not me, the world is a prostitute

<= back to the list of translations

Besucherzahler singles sites
счетчик для сайта



Hosted by uCoz