Teoman:
Kulaklarım patlıyor sessizliğinden / My ears are bursting from silence
Yorgunluğundan ölüyorum / I'm dying of fatique
Sinekler yapışıyor vücuduma, gitmiyorlar / Flies are sticking to my body and won't go away
Yayılıyor kanları,vurduğumda / Blood is pulsing in my temples
Denizi araladım geçtim bir aşktan / I have moved the seas apart, passed from love
Attım kum torbalarımı / Dropped my sand bags
Döktüm yapraklarımı / Shed my folilage
Ama sanki uzandın tenime, hissettim / But it seemed that you've reached for my body, and I felt
Tenim aktı parmak aralarından / How my body is flowing through your fingers
Bazen ne yaparsan yap olmuyor / Sometimes, nothing goes right no matter what you do...
Kanım hızlanıyor bazen damarlarımda / SOmetimes blood begins to run faster in my veins
Kan çanaklarım aynada levham boynumda / My eyes are bloodshot, plate is on my neck
Bir yapbozu tamamlarken bakıyorum / Putting together a jigsaw puzzle, I see
Büyük parçan eksik kalbin olduğu / That big part of your heart is missing
Bazen bir vücudu sarıyorum / Sometimes I'm embracing someone's body
Banıp parmağımı, tadına bakıp / Dipping my fingers, tasting
Gözümü sevmeye karatıp / Disregarding love
Yapamıyorum / I can't do anything
Acı bir tat kalıyor ağzımda / Bitter flavor remains in my mouth
Bazen yutup unutup / Sometimes swallowing, forgetting
Bazen tükürüyorum / Sometimes spitting out
Bazen ayılıp uyanıp bir nefesle yanımda / Sometimes, after getting sober, waking up with someone breathing by my side
Adı yok, sırtı var, bana dönük, bükük / No name, just a back, rolled in a ball
Soğuğa çeviriyoru suyu / I'm cooling the water
Ağlıyorum bakıp içime / Crying after glimpsing into myself
Ayılamayıp anlıyamıyorum bazen / Sometimes, not being able to come to my senses, I can't understand
Bazen ne yaparsan yap olmuyor / Sometimes, nothing goes right no matter what you do...
Derimin altında başarılı ayrılık notları / There are marks of successful break-up under my skin
Yazılmış çöpe atılmış intihar mektupları / Written and thrown away suicidal letters
Vuruyorum sokaklara bedenimi, hayallere / I'm throwing myself into the streets, into the dreams
Hayatımı yine omuzlarıma / Lifting my life on my shoulders again
Acımı alsınlar diye sığınıp / Hoping that they'll take my pain, I'll turn to
Kurtaracak kadınlara 15 dakika / Salutary women for 15 minutes
Bazen ne yaparsan yap olmuyor / Sometimes, nothing goes right no matter what you do...
Şebnem Ferah:
Bitti zor oldu ama bitti / Ended... It was hard, but it ended
Yapamadım benim başka bir kalbi / I wasn't able to make other's heart mine
Bedenim zayıftı kalbim güçlüydü belki / My body was weak, my heart was strong, perhaps
Haritası ama çok silikti / But it's map is very soiled
Sert bir şeydi iliklerimde aşk / For me, love was a hard thing
Dayandım, ittim, sığmadı, kanırmadı girmedi / I was standing it, pushing - it didn't fit into, slipped out
Ama sıktım pis kanı / But I've got tired, and dirty blood
Akıttım yaramdan / I have poured out of my wounds
İyileşmeye yaladım geçmişti sanki / I've got closer to recovery, seemed that it was over
Soktum neşteri göğsüme / I've thrust a scalpel into my chest
İnanmaya halim kalmadı diye / So that no power to believe would stay
Bitti zor oldu ama bitti / Ended... It was hard, but it ended
Bazen ne yaparsan yap olmuyor / Sometimes, nothing goes right no matter what you do...
Teoman:
Korkma bilirim acıyı tedaviyi / Don't be afraid, I know both pain and treatment
İmkansızlığın kekremsi tadını / Tart taste of hopelessness
Dün insanlara baktım kendi kirli camımdan / Yesterday I've been watching people through my own dirty glass
Terkedilmişler çoktan yaradan tarafından / They're escaping from grief from everywhere
Şebnem Ferah:
Ben kesilene kadar yüzdüm / I was exhausted like I was drowing
Ama görünmeyince karan / But, not seeing your land
Bıraktım kendimi bıraktım bir taş gibi / I've left myself, thrown away like a stone
Yanmıştı çizilmişti ama / I've burned it, crossed out, but
Seyrettim ağlayarak sabredip / I watched crying, enduring
Çok sevdiğim bir filmi / My favourite movie
Artık yalnız senin için üzülüyorum / I'm not getting upset just because of you already
Bitti zor oldu ama bitti / Ended... It was hard, but it ended
Teoman:
Benim de zaten hiç gücüm yok, yüzüm yok hiç / I don't have a power, I don't have a face anyway
Umudum yok / I have no hope
Ama bil ki farklı bir hayaldi / But you should know that it was a peculiar fantasy
İşkenceydi bazen çok güzeldi / Sometimes it was a torture, sometimes it was amazing
Ama anlıyorum sesinden / But I realize from you voice
Kurtulmuşsun sen / That you've saved yourself
Nokta konmuş, bitmiş / It's over, period.
En güzel hikayem / My most beautiful story have ended
<= back to the list of translations
![]() |
![]() |
![]() |