Bir gün dönüp bakınca düşler \ One day, turning back and looking, the dreams
İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını \ If your years will be drank sip by sip
Ağla, ağla Firuze ağla \ Cry, cry, Firuze, cry
Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu \ Explain me one day, what an unbearable beauty you have
Kıskanır rengini baharda yeşiller \ Spring fruits are jealous to your colors
Sevda büyüsü gibisin sen Firuze \ You're like a magic of love, Firuze
Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu \ You're a tender flower, a secluded forest
Üzüm buğusu gibisin sen Firuze \ You're like a grape dew, Firuze
Duru bir su gibi, bazen volkan gibi \ Like a clear water, sometimes like a volcano
Bazen bir deli rüzgar gibi \ Sometimes like a wild wind
Gözlerinde telaş, yıllar sence yavaş \ Anxiety is in your eyes, you think that years are slow
Acelen ne bekle Firuze \ What's your hurry, wait, Firuze
Acılı bir bakış yerleşirse eğer \ If a sad look will slip
Kirpiğinin ucundan gözbebeğine \ From eyelashes to your eyes
Herşeyin bedeli var, güzelliğinin de \ Everything has a price, your beauty does too
Bir gün gelir ödenir, öde Firuze \ One day the payment will come, pay, Firuze
<= back to the list of translations